Mübah ne demek dinî ?

Sadiye

Global Mod
Global Mod
Mübah Ne Demek? Dinin Gri Alanlarında Sosyal Bir Okuma

Bir gün bir arkadaş ortamında, dinî meselelerden söz açıldığında birinin “O zaten mübah, yani serbest” dediğini duymuşsunuzdur. O anda çoğumuzun aklında aynı soru belirir: Ne kadar serbest? Kim için serbest? “Mübah” kavramı, dinî bağlamda basitçe “yapılması da yapılmaması da günah veya sevap olmayan” anlamına gelir. Ancak bu nötr gibi görünen kelime, aslında toplumsal güç dengeleri, cinsiyet rolleri, sınıf farkları ve kültürel kodlarla iç içe geçmiş bir sosyal yapının aynasıdır.

Tarihsel Bağlam: Mübahın Sessiz Evrimi

İslam hukukunda mübah, beş temel hükümden biridir: farz, vacip, sünnet, mekruh ve haram. Mübah, bu zincirin en “özgür” halkasıdır. Yani Tanrı’nın özel bir emir veya yasak koymadığı alanı temsil eder. Ancak tarih boyunca bu özgür alan, toplumun kültürel yapısına göre daralmış veya genişlemiştir.

Örneğin, Abbasi döneminde fıkıh âlimleri “mübah” olan fiillerin niyete göre sevap veya günaha dönüşebileceğini tartıştılar. Bu yorum, dindarlığın sadece ritüel değil, niyet ve sosyal sorumlulukla da bağlantılı olduğunu gösterir. Yani mübah, bir “boşluk” değil, insanların ahlaki bilinciyle doldurduğu bir alandır.

Toplumsal Cinsiyet Perspektifi: Mübah Kimin İçin Mübah?

Kadınlar için “mübah” olan davranışlar ile erkekler için “mübah” sayılan davranışlar tarih boyunca farklı biçimlerde yorumlandı. Kadınların giyimi, çalışması veya toplumsal görünürlüğü, birçok kültürde dinî sınırların ötesinde “namus” ve “aile onuru” kavramlarıyla ilişkilendirildi. Oysa aynı davranış, bir erkek için genellikle “mübah” veya “bireysel tercih” olarak görülmüştür.

2019 yılında Pew Research Center tarafından yapılan bir araştırma, Müslüman toplumlarda kadınların kamusal alandaki davranışlarına ilişkin ahlaki yargıların erkeklere oranla üç kat daha sert olduğunu gösterdi. Bu fark, dinin özünden değil; dinî söylemin erkek egemen kültürler tarafından yeniden yorumlanmasından kaynaklanıyor.

Yani bir kadın kahkaha attığında “uygunsuz” sayılabiliyor ama bir erkek aynı ortamda yüksek sesle konuştuğunda “canayakın” olarak görülüyor. Bu fark, mübahın nötr doğasının sosyal kodlarca nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor.

Irk ve Etnisite Bağlamında Mübah: Kültürel Yorumların Gücü

Mübahın anlamı, coğrafyadan coğrafyaya da değişir. Afrika’daki Sufi topluluklarda dans etmek, bir zikir biçimi olarak mübah hatta sevap sayılırken; Ortadoğu’nun kimi bölgelerinde aynı eylem “mekruh” olarak yorumlanabilir. Bu fark, dinin sabit bir metin olmaktan çok, yaşayan bir kültürel pratik olduğunu gösterir.

Irk ve etnik köken de burada belirleyici olur. Örneğin, siyahi Müslüman topluluklarda müziğin dinî pratiklerle birleşmesi, sömürge döneminde “geri kalmışlık” olarak damgalanmıştı. Oysa bugün birçok İslam âlimi, bu toplulukların kültürel mirasını İslam’ın çeşitliliğinin bir parçası olarak görmektedir.

Mübah, böylece bir “ahlak boşluğu” değil, kültürlerin Tanrı ile ilişki kurma biçimidir. Ve bu ilişki, her toplumda farklı bir ses, renk ve ritim taşır.

Sınıf ve Güç Ekseninde Mübah: Serbestlik Kimin Hakkı?

Tarih boyunca dinî yorumların sınıfsal farklılıklara göre şekillendiği de bir gerçektir. Zenginlerin davranışları “kaderin lütfu” olarak görülürken, yoksulların aynı davranışları “israf” veya “nankörlük” olarak etiketlenmiştir.

Bir örnek: Osmanlı döneminde kahve içmek bir dönem “mübah mı haram mı” tartışmasına yol açmıştı. Zenginler kahvehanelerde siyaset konuşurken, halkın aynı mekânlarda toplanması “fitne” olarak algılanmıştı. Bu gösteriyor ki, “mübah” kavramı sadece dinî değil, politik bir araç haline de gelebilir.

Bugün de benzer şekilde, lüks tüketime dair tartışmaların merkezinde aynı soru var: Kimin için mübah? Bir iş insanının pahalı arabası “başarının sembolü” iken, yoksul birinin küçük bir eğlenceye harcadığı para “savurganlık” olarak görülebiliyor.

Kadın ve Erkek Yaklaşımları: Empati ve Çözüm Arasında

Toplumda gözlemlenen eğilimlerden biri, kadınların mübah konularını daha çok empati ve toplumsal uyum ekseninde tartışmasıdır. Kadınlar genellikle “toplum bundan nasıl etkilenir?” sorusunu sorarken, erkekler “nasıl daha adil hale getirebiliriz?” yaklaşımını öne çıkarabiliyor.

Bu fark, doğuştan gelen bir ayrım değil; sosyal rollerin bir sonucu. Kadınlar tarih boyunca toplumun vicdanı olarak görülmüş, erkekler ise karar verici konumda olmuşlardır. Ancak modern dünyada bu roller iç içe geçiyor. Bugün birçok erkek, toplumsal eşitliği savunurken birçok kadın da dinî yorumlarda entelektüel liderlik yapıyor. Bu dönüşüm, mübahın da daha adil biçimde yeniden tanımlanmasına olanak tanıyor.

Din, Etik ve Özgürlük: Mübahın Felsefi Boyutu

Mübah, özgürlüğün ahlakla kesiştiği noktadır. Ne tamamen serbestliktir ne de katı bir yasaktır. Bu ara bölge, insanın iradesini sınar. Fransız filozof Michel Foucault’nun “iktidar, davranışları düzenleyen görünmez eldir” sözünü hatırlarsak, mübah da toplumun görünmez elidir.

Dinin “izin verdiği” alanlarda bile toplum bireyi izler, değerlendirir, sınıflandırır. Bu nedenle mübah, sadece dinî bir kategori değil, toplumsal kontrolün de bir yansımasıdır.

Forum Tartışması İçin Sorular

- Sizce mübah olan bir davranış toplum baskısıyla “günah”a dönüşebilir mi?

- Kadınlar ve erkekler arasında “mübah” algısının farklı olması doğaldır diyebilir miyiz, yoksa bu bir eşitsizlik göstergesi midir?

- Dinî özgürlükle toplumsal normların sınırları nerede kesişir?

Sonuç: Mübahın Sınırlarını Kim Çizer?

Mübah, sadece “izin verilen” anlamına gelmez; insanın özgürlükle sorumluluk arasındaki ince çizgide nasıl yürüdüğünü de gösterir. Bu kavram, toplumların vicdan aynasıdır. Kadın, erkek, zengin, yoksul ya da farklı ırklardan herkesin bu aynada farklı bir yansıması vardır.

Belki de sorulması gereken asıl soru şudur:

Gerçekten mübah olan bir şey var mı, yoksa her mübah toplumun sınır çizgilerine göre yeniden mi şekilleniyor?