Doktor yanında asistanı olmak için ne yapılmalı ?

IsIk

New member
Attila İlhan Hangi Dönem? Bir Şiirsel Zaman Yolculuğu!

Selam Forumdaşlar!

Biliyorsunuz ki, bazen kitaplar, şiirler, hatta şarkılar bir dönemin ruhunu yansıtır. Ama Attila İlhan… O, adeta bir dönemin ruhu olmanın ötesine geçmiş, zamanın içinde kaybolmuş, bazen de o ruhu bizlere şıp diye, gözlerimizi kısıp bakarak fısıldayan bir isim. Attila İlhan'ı hangi döneme koymalıyız? Hangi dönemin adamıdır? Klasik bir soru ama bir o kadar da kafa karıştırıcı. Ben de bu soruyu sorgularken, forumdaşlardan cevaplar almayı umarak, biraz mizahi bir yaklaşımla ilerlemek istedim. Hem de konuya biraz ışık tutalım, ne dersiniz?

Attila İlhan: Hem Zamanın Hem de Zihnin Yüce Efendisi

Attila İlhan'ı tam olarak hangi döneme ait diye sorgulamak, biraz da “Bu adam zamanın neresinde?” sorusunu soruyor olmak gibi bir şey. O, bir nevi kendi döneminin trendini oluşturmuş ama 80’lerde yazmış gibi hissedilen, ama 60’lardan çıkarıp 90’ların sonunda da rahatça okumaya devam ettiğiniz bir şair. Yani, aslında tam bir zaman yolcusudur. Düşünsenize, şair gibi bir adam 70'lerin ortasında “Ben bu dönemin içindeyim ama sanki biraz 40’lar havası var,” diye düşünüyor olabilir. Kafasında dönen dönemsel sancılarına ne zaman yetişeceğimizi hala çözemedik.

Sosyalizm mi, kapitalizm mi, işte onu geçtim! Attila İlhan’ın bulunduğu “dönem” esasen daha çok bir ruh halinden ibaret. Ama gelin, biraz daha netleştirelim: Hangi dönemde tam olarak?

Erkeklerin Stratejik Bakışı: “Bu Adamı 60’lara mı, 80’lere mi Koyacağız?”

Erkekler bazen çözüm odaklıdır ya… “Bu adamı çözmemiz lazım!” diye düşünenler arasında birçoğu, attıkları her adımı adeta matematiksel hesaplarla yapar. Düşünsenize: “Attila İlhan, kesinlikle 60’larda doğmuş, 80’lerde de en popüler olmuş bir adamdır!” Çünkü –evet– bireysel özgürlüklerin, toplumsal değişimlerin, derin siyasal kavramların tam ortasında yaşamış, bir türlü kararı netleştirememiş bir kuşağın adamıdır. O yüzden, “60’ların adamıdır” demek, aslında sadece rahat bir çözüm bulmak gibidir. İşin içinden çıkılmaz gibi görünür, ama yine de “Attila İlhan’ı tanıyorsan, zaten çözümü bulmuşsun demektir” dediklerinde, hepimize bir huzur gelir.

Peki, o 60’lar, o “sosyolojik patlama” yıllarını Attila İlhan’ın gözünden görmek ne demek? İyi bakın, o dönemdeki şiirlerinde toplumsal sınıfların farkları, baskılar, yalnızlıklar, siyasal bölünmeler hepsi “zamanın alametleri” gibi karşımıza çıkar. İlhan’ın bu noktada nereye ait olduğunu netleştirmek, pek de kolay değil ama bu biraz da "Bir İsyan, Bir Seçim" gibi düşünülebilir.

Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Bir Attila İlhan’ı Anlamak İçin Hissetmek Gerekir”

Kadınlar ise, genellikle daha empatik bir bakış açısına sahiptir. “Attila İlhan hangi dönemde yaşıyor?” diye soran bir kadının cevabı daha çok, “Hadi bakalım, dönemin duygusunu hisset, o zaman anlarsın!” şeklinde olurdu. Bunu derken de gözlerinin derinliklerine bakarak, sizi şiirle birleştirir ve o dönemi –o samimi ve duygusal– hissiyatla birlikte yaşamanızı sağlar. Bunu da sadece çözümle değil, bir bakış açısıyla, "sadece doğru cevaba ulaşmakla" değil, "o cevabın içinde hissetmekle" başarır.

Attila İlhan’ın şairliği, duygusal derinliğine ve toplumun sıkışmışlıklarına öyle bir dokunur ki, bir kadının gözlerinden izlediği şiirsel bakış açısını anlatmak imkansızdır. Mesela bir kadın, “Ben Attila İlhan’ı anlamak için, onun şiirlerine dokunuyorum. O şiirlerdeki yalnızlıkları, toplumsal baskıları, kaybolan umutları hissetmek gerek” diye düşünür. “Dönem” bir şey değil, o dönemin içinde olup o “an”ı hissetmek aslında her şeydir.

Attila İlhan’ı Hangi Dönemde Sevdik?

Attila İlhan’ın hangi dönemde olduğunu sormak, aslında birer zaman yolculuğuna çıkmaktır. 60’larda mı, 70’lerde mi, 80’lerde mi, yoksa 90’larda mı? İşin garip tarafı, bu adamı bir döneme koymak, aslında onun "her dönemin adamı" olmasına engel olmaz. Gerçekten de Attila İlhan’ın şiirleri, zamana meydan okur gibi, her dönemde derinliğine hissedilebilir.

Kimisi onun şiirlerinde sosyalizmi ve devrimi okur, kimisi 80’lerin darbe dönemiyle özdeşleştirir, kimisi de 2000’li yıllarda bile o şiirlerin sadece "romantik yalnızlıklarını" hisseder. Çünkü Attila İlhan, sadece bir dönemin değil, bir duygunun da şahididir. Bir dönem peşinde koşmak, aslında onun tüm zamana yayılan etkisini görmeyi kaçırmak olur.

Son Söz: Attila İlhan, Her Dönemdir!

Sonuç olarak, Attila İlhan’ı bir döneme koymak zor. Çünkü o, her dönemin adamıdır. O, 60’larda sosyalist bir savaşçı olabilir, 80’lerde yalnız bir şair; ama 90’ların sonunda ve 2000’lerde de, hala toplumsal baskılar ve yalnızlıklar üzerine bir hüzünle düşünebiliriz.

Peki, sizce Attila İlhan hangi dönemdendir? Onun şiirlerine dokundukça hangi dönemin ruhunu daha çok hissediyorsunuz? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum! Hadi, tartışalım!