İğne Fobisi Nasıl Anlaşılır ?

IsIk

New member
İğne Fobisi Nasıl Anlaşılır?

Merhaba Forumdaşlar,

Bugün sizlerle gerçekten çok özel bir hikâye paylaşmak istiyorum. Sadece bir deneyim değil, birçok duygunun iç içe geçtiği bir anı… Belki de birçoğunuzun daha önce hiç dile getirmediği, ama derinden hissettiği bir korkuyu anlatan bir hikâye. Herkesin başına gelmese de, birçoğumuzun hayatında bir yerlerde, bir şekilde karşılaştığı ve içini korku ile dolduran bir şey var: iğneler.

Bunu sizlerle paylaşma amacım, belki de fark etmediğiniz, ama içinizde yıllardır büyüyen bir korkunun farkına varmanızı sağlamak. Belki de tam olarak bu yazıyı okurken, iğnelerle ilgili fobinizin aslında ne kadar derin olduğunu keşfedeceksiniz. Hazır mısınız? O zaman başlıyorum.

Bir İğnenin Ardında Neler Yatıyor?

Yeliz, uzun yıllar boyunca iğne korkusuyla yaşamış bir kadındı. Her şey, çocukluk yıllarında bir hastalık nedeniyle yapılması gereken aşılarla başlamıştı. Annesi, hastaneye götürdüğünde Yeliz çok küçüktü ve iğne korkusunun ne olduğunu bilmeyecek kadar saf. Ancak, o anki acıyı ve doktorun yüzündeki gülümsemeyi hiç unutamadı. İğne batarken, kendisini bir türlü sakinleştiremeyen annesinin gözlerindeki endişe, Yeliz’in içinde bir yara açtı. Bir daha asla iğne olmayı istemedi. Her iğne korkusu, ona geçmişin o acı veren anısını tekrar hatırlattı.

İlk başta annesi de bunun normal bir şey olduğunu düşündü. "Herkesin biraz korkusu vardır, zamanla geçer" dedi. Ama Yeliz’in korkusu zamanla şiddetlendi. Bunu ilk fark eden kişi ise, Yeliz’in erkek arkadaşı, Emre oldu. Emre, Yeliz’in her doktor randevusundan önce tedirginleştiğini, hatta hastaneye gitmekten kaçtığını fark etti. Bir gün, randevu öncesi Yeliz’in evinde birlikteydiler ve Yeliz’in vücudu kasılmış, yüzü solmuştu.

"Yeliz, bir şey mi var?" diye sordu Emre.

Yeliz, bir an sessiz kaldı. Gözleri doldu, ama bir şey söylemekte zorlandı. Aniden ağlamaya başladı. "İğne olacağım… Korkuyorum," dedi. Emre şaşırmıştı. O ana kadar Yeliz’in bu kadar korktuğunu fark etmemişti. "Ama bu çok önemli," dedi Emre, biraz da çözüm odaklı bir şekilde. "İğne olmadan, sağlığını riske atmış oluyorsun. Yani korkunun önünde durman lazım."

Yeliz başını sallayarak, "Biliyorum," dedi ama korkusunu açıklamakta zorlanıyordu. "Ama içimde o korku var. Ne kadar mantıklı düşünmeye çalışsam da, vücudumun korkudan titrediğini hissediyorum."

Emre, biraz stratejik bir yaklaşım benimsedi. "Yeliz, tamam, senin korkun gerçek. Ama bak, birlikte bunu aşabiliriz. İğneyi olman gerekebilir, belki de senin sağlığın için en iyi seçenek bu. Hadi, sana birkaç öneri vereyim, deneyelim, belki biraz rahatlayabilirsin."

Empati ve Destek: Kadınlar ve Korku

Emre’nin önerilerine Yeliz kayıtsız kalmadı, ancak içinde hala bir eksiklik hissediyordu. O sırada, Yeliz’in en yakın arkadaşı Elif, onun yanına geldi. Elif, Yeliz’i yakından tanıyordu. Yeliz’in en büyük korkularından birinin iğne olduğunu ve yıllarca bununla mücadele ettiğini biliyordu. Elif, Yeliz’e sadece çözüm önerileri sunmak yerine, ona gerçekten ne hissettiğini sorarak bir empati gösterdi.

"Yeliz," dedi Elif, "gerçekten korktuğunu biliyorum. Ama birlikte bunu aşmak zorundayız. Benim de birçok zaman korkularım oldu. Şu anki hislerini tamamen anlıyorum. Ama unutma ki, bu korku seni bu kadar uzun süre engellememeli."

Yeliz, Elif’in kelimelerinden güç aldı. Arkadaşının ona verdiği destek, gerçekten farklıydı. Empati, sadece korkunun anlaşılmasından ibaret değildi, aynı zamanda duygusal bir bağ kurarak çözüm aramaktı. Elif’in söyledikleri, Yeliz’in ruhunda bir rahatlama sağladı. Bu sayede, iğne korkusunu aşabileceğine inancı arttı.

Bir Fobiyle Yüzleşmek: İğne Korkusu ve Aşılmak

Sonunda, Yeliz bir gün, Emre’nin ve Elif’in önerileriyle birlikte, doktor randevusuna gitmeye karar verdi. O anki duygularını anlatmak gerçekten zor; neşeyle karışmış bir korku, çözüm bulma umudu ve bir yandan da kendine duyduğu güven eksikliği vardı. Ama bir şey biliyordu: artık yalnız değildi.

Emre, Yeliz’in yanına gitti ve birlikte hastaneye girdiler. Yeliz önce nefesini tutarak, iğne yapılan odaya girdi. Ancak Elif’in "Bunu aşabiliriz" cümlesi ve Emre’nin "Korkunun seni engellemesine izin verme" tavsiyesi, Yeliz’i bir adım daha cesaretlendirdi.

Ve o an geldi… İğne yapılırken, Yeliz gözlerini kapattı, ama içindeki korku, bir nebze olsun azalmıştı. Birkaç saniye sonra, iğne bitti. Yeliz nefesini verdi, rahatladı, ama bir yandan da kazandığı bir zaferin tadını çıkarmaya başladı.

"Başardım," dedi Yeliz gülümseyerek.

Hikâyenizin Ardında Ne Var?

Yeliz’in hikayesi, sadece bir iğne korkusunun ötesinde bir şey anlatıyor. Korkularımızla yüzleştiğimizde, onları anlamak ve kabullenmek, aslında onlarla barış yapabilmek için ilk adımdır. Ne erkekler ne de kadınlar, korkularını her zaman çözüme kavuşturmazlar. Ancak bazen bir insanın empatik bir yaklaşımı, bazen bir strateji ve çözüm odaklı yaklaşım, korkuları yenmenin anahtarı olabilir.

Hikâyemi okuduktan sonra, belki siz de iğne korkunuzla ya da başka bir fobinizle yüzleşmeye cesaret edersiniz. Ya da belki de, bir başkasının korkusunu anlamak için empatik bir yaklaşım geliştirirsiniz.

Peki, sizin korkularınız ne? Hikâyenizi bizimle paylaşmak isterseniz, yorumlarınızı bekliyoruz.